Edebiyat

Komedi

İnsanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak, izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıyla yazılmış tiyatro eseridir. Her gülünç şeyin altında ders alınacak acı bir gerçeğin olduğuna inanılır.

Komedinin özellikleri şunlardır:

  • Konusunu, yaşanılan hayattan ve günlük olaylardan alır.
  • Kişiler halktan ve yüksek zümreden her çeşit insan olabilir.
  • Her türlü söze şakaya yer verilir.
  • Kişilerin her türlü davranışları sahnede gösterilir.
  • Birbirini izleyen diyalog ve koro bölümlerinden oluşur.
  • Manzum olarak yazılır.
  • Üç birlik kuralına uyulur.
  • İnsan karakterinin gülünç ve eksik yanlarını anlatanlara karakter komedyası, toplumun gülünçlüklerini anlatanlara töre komedyası, olayların merak uyandıracak şekilde işlendiği eserlere entrika komedyası adı verilir.
  • Komedi türü 17. yüzyıldan sonra düzyazıyla yazılmaya başlanmıştır.
  • Türün yazarları, Yunan-Aristophanes, Fransız Moliere’dir.

 
Komedi Örneği



CİMRİ

(Harpagon adındaki cimri, oğlu Klant ve kızı Eliz ile ya­şamaktadır. Napolili genç Valeri, Eliz'i bir deniz kaza­sından kurtarmış, onu sev­diği için Harpagon'un evi­ne vekilharç olarak girmiş­tir. Klant, Mariyan adlı genç kızla evlenmek istemekte­dir. Gençler evlenemeye-cekleri; Harpagon da bah­çede bir köşeye gömdüğü altınlarının çalınacağı kor­kusu içindedir.

 

Harpagon, uşağı Fleş'i, kuşkulandığı için kovar; kendisinin Mariyan ile evleneceğini; oğlunu dul bir kadınla, kızını da Anselme adlı varlıklı bir yaşlı ile evlendireceğini açıklar. Eliz, bu evlenmeye razı olmamaktadır. Klant da, Mariyan'la evlen­mek için para araştırmaktayken, babasının kendisine yük­sek faiz ve birtakım işe yaramaz eşyaları satın alma koşuluy­la para vermek istediğini öğrenir. Onunla yüzleşir ve tartışır­lar. Harpagon oğlunu kovar; kendisinden para sızdırmak is­teyen Frosin adlı bir düzenci kadını da aldatmayı başarır.)

 

 

 

 

1. Sahne

Harpagon: Evet, misafirler gelmeye başladığı zaman; elbi­selerinizi kollayın ha, berbat etmeyin.

Brindavin: Efendim, ceketimin ön tarafında koskoca bir lamba yağı lekesi vardır, bilirsiniz.

Harpagon: Yeter. Dikkatli davranır, arkanı duvardan yana, yüzünü de hep böyle sofradakilere çevirirsin. Sen de hizmet ederken şapkanı hep şöyle tutarsın. (Harpagon, Brindavin'e yağ lekesini nasıl saklayacağını göstermek için şapkasını ce­ketinin önünde tutar.) Sana gelince, kızım, sofradan kaldırıla­cak artıklara göz kulak olur, hiçbir şeyin çarçur olmamasına dikkat edersin. Böyle işler kızlara pek yaraşır. Ondan önce de nişanlını iyi karşılamaya bak, seni ziyarete gelecek, beraber­ce panayıra gideceksiniz. İşitiyor musun?

Eliz: Evet, baba.

Harpagon: Sen de çıtkırıldım oğlum, büyüklüğün şanındandır, deminki kepazeliğini affediyorum ama, sakın kıza su­rat asmaya falan kalkma, emi?

Klant: Ben mi, baba? Surat asmak mı? Ne diye surat asa­yım?

Harpagon: Ne diye olacak? Babaları yeniden evlenen ev­latların ne türlü davrandıklarını, üvey anaya ne gözle bakmak âdetinde olduklarını biliriz. Ama şu zevzekliğini unutmamı is­tiyorsan, aklında olsun, kıza güler yüz göster, elinden geldiği kadar iyi (...)

Jak Usta: Efendim, arabacınızla mı konuşmak istiyorsunuz, yoksa aşçınızla mı? İkisi de benim.

Harpagon: İkisiyle de...

Jak Usta: İyi ama ilk önce hangisiyle?

Harpagon: Aşçı ile.

Jak Usta: Lütfen biraz bekleyin. (Sırtından arabacı pelerini­ni çıkarır, aşçı kılığıyla görünür.)

Harpagon: Bu merasim de ne oluyor, yahu?

Jak Usta: Buyurun, sizi dinliyorum.

Harpagon: Jak Usta, bu akşam yemeğe misafirler davet et­tim.

Jak Usta: Hangi dağda kurt öldü?

Harpagon: Söyle bakayım, bize güzel yemek pişirecek mi­sin?

Jak Usta: Neden pişirmeyelim? Siz yalnız paradan söz edin.

Harpagon: Al sana... Gene para! Başka bir şey bilmezler ki, zaten: "Para, para, para..." para aşağı, para yukarı.

Valeri: Münasebetsizlik olursa bu kadar olur. Bol para ile güzel yemekleri pişirmek de sanki marifetmiş gibi, yahu onu babam da bilir; ben usta diye az para ile sofra donatmasını bilene derim.

Jak Usta: Az para ile sofra donatmak mı?

Valer: Ne sandın ya? (...)

Valeri: Yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı.

Harpagon: Ya! Duydun mu? Hangi büyük adam söylemiş onu?

Valeri: Adı hatırımdan çıkmış.

Harpagon: Unutma da yaz bana bunu; yemek odasının ocağı üstüne altın yaldızla yazdıracağım.

Moliere (Molyer)


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol