Edebiyat

Halk Hikayeleri

Gerçek ya da gerçeğe yakın olayların anlatıldığı uzun soluklu anlatım türüdür. Geleneksel bir içeriği olan, kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılan öykülerdir. Genellikle sevgi ve kahramanlık konularını işler. Kişiler gerçek yaşama uygundur. Bu kişilerin olağanüstü özellikleri oldukça sınırlıdır. Halk hikâyeleri, diğer insanlara göre daha kültürlü kişiler tarafından anlatılır. Nesir nazım karışımı bir anlatım kullanılır. Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin ünlü halk hikâyelerindendir.

Destanların, zaman içerisinde biçim ve öz değişikliğine uğramasıyla oluşan ürünlerdir. Halk hikâyelerinde olağanüstü unsurlar azalmış, kişiler ve olaylar doğal boyutlarına gelmiştir. Halk hikâyeleri ilahi bakış açısı ile oluşturulur. Yani hikâyelerin anlatıcısı her şeyi bilmektedir. Bu hikâyelerin metinleri kurmacadır ve bu metinlerde dil şiirsel işleviyle kullanılmıştır.

Halk hikâyeleri konularına göre üçe ayrılır:

  1. Aşk hikâyeleri: Toplum hafızasında uzun süre yaşayan aşkların hikâyeleştirildiği sevgi temalı halk hikâyeleridir. Bu hikâyelere Elif ile Mahmut, Derdiyok ile Zülfü-siyah, Âşık Garip, Kerem ile Aslı, Arzu ile Kanber, Tahir ile Zühre, Ercişli Emrah ile Selvihan vb. örnek verilebilir.
  2. Dinî temalı kahramanlık hikâyeleri: Tarihe mal olmuş kahramanları veya dinsel açıdan önemli kabul edilen erdemli kişileri konu edinen halk hikâyeleridir. Bu hikâyelere Danişment Gazi ile ilgili hikâyeler, Hayber Kalesi, Van Kalesi gibi Hz. Ali ile ilgili hikâyeler vb. örnek verilebilir.
  3. Destanî halk hikâyeleri: İçinde destana ait bazı özellikleri barındıran halk hikâyeleridir. Bu hikâyelere Dede Korkut Hikâyeleri ve Köroğlu Hikâyesi örnek gösterilebilir.

Halk Hikâyelerinin Genel Özellikleri

  • Aşk, sevgi ve kahramanlık gibi konular işlenir.
  • Ortaya çıktıkları dönemin sosyal, siyasal ve kültürel özelliklerini yansıtır.
  • Olaylar halkın anlayacağı, sade bir dille anlatılır.
  • Âşıklar, olayları saz çalarak taklitler yaparak anlatırlar.
  • Kişiler ve olaylar gerçeğe yakındır; olağanüstülükler oldukça sınırlıdır.
  • Anlatıcıları halk ozanları, şairler, âşıklar gibi kültürü olan kişilerdir. Anlatımda nazım ve nesir birlikte kullanılır. Hikâyelerde olayın anlatımını hızlandırmak için nesre başvurulurken, duyguları daha etkili yansıtmak için nazım kullanılmıştır.
  • Halk hikâyeleri sözlü gelenek ürünleridir, yani anonimdir.
  • XVI. yüzyıldan itibaren destanın yerini almıştır.
  • Nazım-nesir karışıktır.
  • Anlatmaya ve olaya dayanan bir türdür.
  • Masallarda olduğu gibi kalıplaşmış ifadeler vardır.
  • Halk hikâyesinin içinde masal, efsane, fıkra, dua, beddua, deyim, atasözü, bilmece vb. örneklerine rastlanabilir.
  • Özel anlatıcıları vardır. Meddahlar veya âşıklar tarafından anlatılır. Anlatıcıları okur-yazar, az çok kültürlü kişilerdir.
  • Genellikle mutlu bir biçimde biter.
  • Kahramanların yaptığı dua ve beddualar mutlaka kabul edilir. Kahramanın en büyük yardımcısı Hz. Hızır, ondan sonra attır.
  • Kahramanlar genellikle dört şekilde âşık olur:
    • Bade içme,
    • Resme bakarak âşık olma,
    • İlk görüşte âşık olma,
    • Aynı evde büyüyen kahramanlar kardeş olmadıklarını öğrenince.

Türk halk hikâyeleri genel olarak beş bölüm halinde düzenlenir:

  1. Fasıl: Âşık bu bölümde dinleyiciyi hazırlamak, ustalığını göstermek veya dinleyenlerin isteklerine cevap vermek için bir divani söyler. Ardından cinaslı bir türkü, bunun ardından da olağanüstü bir konunun yer aldığı bir tekerleme söylenir.
  2. Döşeme: Manzum veya mensur cümlelerden oluşan kalıplaşmış bir giriştir. Hikâyenin geçtiği yer ve zaman, hikâyenin kahramanları ve bunların aileleri tanıtılır.
  3. Hikâyenin Asıl Konusu: Aşk hikâyelerinde aşığın sevgilisine kavuşmak için çektiği sıkıntılar; dini-destanî hikâyelerde ise, din ve kahramanlık konuları ağır basar.
  4. Sonuç ve Dua: Aşk hikâyelerinin büyük bir çoğunluğu sevgililer vuslata ermeden biter. Hikâyenin sonunda dua edilerek hikâye bitirilir.
  5. Efsane: Hikâye ile ilgisi olmayan bu efsanede, vuslatın gerçekleşmediği hikâyelerde sevgililerin öbür dünyada vuslata ereceklerine işaret edilir.

Halk hikâyeleri; Türk, Arap ve İran-Hint kaynaklı olmak üzere üç grupta toplanır:

  1. Türk kaynaklı hikâyeler: Dede Korkut Hikâyeleri, Kerem ile Aslı, Âşık Garip, Emrah ile Selvihan…
  2. Arap kaynaklı hikâyeler: Yusuf ü Züleyha, Leyla ile Mecnun…
  3. Hint-İran kaynaklı hikâyeler: Ferhat ile Şirin, Kelile ve Dimne…

Halk Hikayeleri




   PADİŞAH İLE ÇİFTÇİ

 

Zamanın birinde bir padişah varmış. Padişah yanına askerlerini alarak ülkesini dolaşırmış. Halkını kontrol edermiş. Günlerden bir gün yine gezerken fakir bir çiftçi görmüş. Padişah bir bakmış çiftçi tarlanın bir başında oynuyor bir de tarlanın sonunda oynuyor. Oynayarak tarlayı sürüyormuş. Padişah biraz izlemiş, çiftçi hep böyle devam ediyor. Padişah adamlarına demiş şu adamı getirin ne yapıyor öğrenelim, Çağırmış adamı yanına demiş sen niye böyle yapıyorsun, tarlanın  başında oynuyorsun bir de sonunda Çiftçi demiş ki benim çok mütevazi bir hayatım var ufak bir tarlam var bir eşşeğim bir öküzüm var bir de benimle beraber işte ben yersem yiyen ben içersem içen ben aç yatarsam benimle aç yatan çok sevdiğim  bir karım var demiş. Yani hikmet bu mu demiş. Bu demiş yani daha ne isterim demiş huzurluyum demiş. Demiş ki açıklamış ben demiş padişahım şimdi demiş şart koyacam sana benim üç tane hanımım var hepsi de birbirinden güzel ama ben hiç mutlu değilim sana bir şart karını bana vereceksin ben de karılarımı sana verecem demiş. Ondan sonra adam demiş ya nasıl olur padişahım padişah falan yok demiş. Ya vereceksin ya kellen vurulacak demiş. Adam eve gitmiş çok üzgün ama karısı sormuş ne oldu adam sende bir durum var. Demiş ki padişah bana böyle böyle dedi anlattım işte benim karım işte çok güzel hizmetimi görür beni çok seviyor ben onu çok seviyorum işte ben aç yatarsam o da aç yatar ben yersem o da yer ben soğan yerim o da yer hiç şikayet etmez böyle anlattım o da ben üç karımı sana verecem sen de karını bana vereceksin dedi demiş ben ne yapayım şimdi ne yapacağız demiş. Seni vermezsem  kellem vurulacak  . Çiftçinin hanımı bu muydu üzüldüğün? demiş. Konuşuruz biz padişahla demiş ben ona karılık yapmam ama sana yaptığım hizmetin aynısını ona yaparım demiş. konuşmuşlar padişahla padişah üç hanımını göndermiş adam da karısını padişaha götürmüş saraya gitmiş adam kadınlar gelince biraz sohbet etmişler. Biraz konuştuktan sonra demiş ki birinci kadına senin ne kusurun var da istemedi padişah? padişahın hanımları birbirinden güzelmiş  huri gibiymiş birinci kadın ben hırsızdım zengindim bolluk bereket içinde yaşadım ama hırsızlık yaparım hırsızım demiş adam demiş kipadişah çiftçiye bir sürü mal mülk vermiş al bu mal mülkten ne istiyorsan git ben seni ıslah edemem demiş. İkinciye dönmüş senin ne kusurun vardı o da demiş ki ben de geçimsizdim demiş adam sen de al ne istiyorsan mal mülk hepsini götür ben seni de ıslah edemem demiş. Üçüncüye dönmüş senin ne problemin vardı? demiş. Ne kusurun vardı da istemedi padişah seni? O da demiş ki: benim de gözüm dışarıdaydı başka erkeklere bakıyordum,aldatıyordum kocamı o yüzden istemedi beni demiş Çiftçi iyi sen kal demiş öbürlerini göndermiş Çiftçinin bir oda evi varmış arka duvarına ikinci bir kapı yapmış demiş ki ben akşam tarladan dönerken öksürürüm falan demiş bir ses veririm demiş hani kadının  da gözü dışarıda bir kadınmış ya senin yanında kim varsa demiş hemen ordan sıvışsın gitsin hiç gözüme görünmesin. Adam ertesi gün olmuş gitmiş tarlasına gelmiş bu bir hafta böyle devam etmiş. Bir hafta sonunda adam işten gelirken öksürük sesi veriyor bir de bakmış ki kadın çok düzgün biri olmuş çiftçi yemeğini yemiş kadın demiş ki:  sen bu ikinci yaptığın kapıyı kapat demiş  ben bundan sonra tövbe ettim artık eskisi gibi olmuyacam, eskisi gibi değilim ben demiş adam  kapatmış kapıyı sonra padişah bir zaman sonra merak etmiş bakıyım ne halde diye gitmiş adamın tarlasına adam bu sefer tarlanın bir başında oynuyor bir ortasında oynuyor bir de sonun da oynuyor. Çok şaşırmış demiş yani üç tane kadınla nasıl hala mutlu yine çağırttırmış  sormuş sen demiş hani senin çok iyi hizmet eden seni çok seven hani sen yerken yiyen aç yatarken yatan bir karın vardı aldım ben onu benim üç tane ıslah olmaz hanımım vardı onları sana verdim ama sen bu sefer tarlanın ortasında da oynamaya başlamışsın nedir bunun hikmeti demiş? Demiş padişahım ben hırsızla ırsızı eve yolladım onları ıslah edemem edemezdim demiş ama demiş gözü dışarıda olana sen kal dedim eve de ikinci bir kapı yaptım böyle böyle ben gelirken öksürürüm falan sen de yanında kim varsa gönder dedim o da kabul etti bir hafta sonra çok güzel ev hanımı oldu o kapıyı kapat ben artık eskisi gibi değilim dedi şimdi hürmetimde kusur etmiyor çok iyi davranıyor ben onu seviyorum o da beni seviyor demiş ki padişah: Peki demiş bende demiş hiç böyle değillerdi sen nasıl yaptın bunu demiş? O zaman adam da demiş ki: Padişahım demiş  kusuru hep başkasında aramakla değil kendinde aramak lazım demiş.

Pilav Hikayesi



Zamanın birinde bir padişah varmış bunun da bir aşçısı varmış Padişah aşçısının yaptığı pilavı çok beğenirmiş Gün gelmiş aşçı yaşlanmış ölmüş. Padişah ülke genelinde bir yarışma düzenlemiş demiş ki en güzel pilavı yapan aşçılar katılsın bu yarışmaya kim benim istediğim gibi yaparsa pilavı onu saraya aşçı alacam ama pilavı yapamayan da karşıma gelmesin kellesi vurulacak dmiş . yarışma başlıyor birinci yarışmacı pilav yapıyor padişah  pilavı yiyor yok bu değil diyor beğenmiyor  aradığım tat bu değilikinci yarışmacı  geliyor padişah bu  da değil diyor sonunda bir aşçı gelmiş padişah demiş ki bak çok gelen oldu hani yaparım diyen oldu ama hiçbiri de yapamadı benim istediğim gibi sen yapabilecek misin aşçı yaparım demiş ama demiş bana iki gün vereceksin demiş padişah tamam demiş aşçı işte girmiş mutfağa ertesi gün yenilecek pilavı akşamdan yapmış koymuş ondan sonra ertesi gün olmuş padişahın  karşısına çıkarmadan önce  hafif bir tereyağ koymuş ısıtmış getirmiş padişahın önüne padişah yemiş hıh demiş işte bu demiş tam istediğim gibi öbür aşçı gibi yapıyorsun çok beğenmiş yani insanların mayası her zaman için çok da iyi taze şeyleri götürmüyor.





 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol